OPET TEVFİKİYE ARKEO-KÖY MODELİ UNESCO’DA

Troya, dünyanın yakından tanıdığı bir destanlar kenti. Tevfikiye ise 5000 bin yıllık kültürel bir devamlılığın izlerini taşıyor. Tevfikiyeliler’in yani son Troyalılar’ın yaşadığı ve bu köyde tarihin izlerini yaşatmak, antik kenti ziyaret edenlerin köyde vakit geçirmesini, mola vermesini sağlamak öncelikli hedefimizdi. Projemize başlarken köy halkının beklentilerini anlamak, sosyo-ekonomik ve demografik bilgilerini öğrenmek amacıyla bir anket çalışması yaptık. Onların görüşleri ile şekillenen projemizin temelini yine eğitim ile attık. Köylülerimizin bilinçlenmesini, iş sahibi olmasını ve sosyal yaşam kalitelerinin artmasını amaçladık. Takı tasarımından İngilizce’ye, hijyen kurallarından pansiyonculuğa kadar pek çok değişik konuda eğitim verdik. Aynı zamanda yaşadıkları toprakların değerini anlamalarını, öğrenmelerini ve anlatmalarını sağlamak üzere tarih bilgilerini tazeledik. İş kurmalarını sağlayacak şekilde restoran, pansiyonculuk, kahve ya da organik gıda ürünleri satışı için eğitimler verdik, satış stantları oluşturduk. Projenin takibi ve köy halkının projeye desteğini sağlamak amacıyla yöreye gelenleri aydınlatmak amacıyla Troya’nın arkeolojik mirasından yola çıkarak köyümüzü fiziksel bir değişimle Troya VI dönemi mimarisi ile donattık. Var olan binalara Troya dönemininin izlerini taşıyan görsel düzenlemeler yaparak restore ettik, ziyaretçilerin hayal gücünü çalıştırmaya, canlandırmaya çalıştık. Tarihi bölgelere, antik kentlere yapılan ziyaretlerde hep merak edilen ne yiyorlardı sorusuna cevap aradık. O dönem yetişen sebze, meyve ve tüketilen gıdaları araştırarak bir Troya menüsü oluşturduk. Troya Ören Yeri, Tevfikiye köyü ve Troya Müzesi üçgeni içinde köyün değişimi bizi dünyada belki de ilk kez yapılan “Arkeo-köy” modelini geliştirmeye itti. Dileriz ki bundan sonra tüm tarihi alanlarda bu tür hayal gücünü canlandıracak açık hava müzeleri yapılsın, projemiz tüm dünyaya model olsun.”